Şimşek, Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi’ndeki konuşmasında finansal okuryazarlığın önemi hakkındaki örnekler verdi, değerlendirmelerde bulunmuş oldu.
Bakan Şimşek, finansal okuryazarlığın bireysel yatırımcıların finansal enstrümanlara olan ilgisinin geçmişe bakılırsa daha da artması nedeniyle oldukca daha mühim hale geldiğini söylemiş oldu. Risk ve getiri arasındaki ilişkiden bahseden Şimşek, Türkiye’de 22,1 milyon kripto hesabı bulunduğunu belirterek, “Demek ki en çok ilgi, en riskli alana.” ifadelerini kullandı.
Borsa’da en azından somut mamüller bulunduğunu dile getiren Şimşek, kriptoda bu durumun geçerli olmadığını, suni zekanın ürettiği mamüllerin bulunduğunu söyledi.
Şimşek, Türkiye’de finansal okuryazarlığın artırılması için SPK başta olmak suretiyle oldukca sayıda kurumun çok mühim emek harcamaları olduğuna işaret etti.
SİGARA ÖRNEĞİ
Ufak yatırımların bireyler getirilerini sigara örneği vererek açıklayan Şimşek, “Arkadaşlara bir sigara paketinin Türkiye’de ortalama fiyatı nedir diye sordum, 75,24 TL imiş. Günlük bir paket sigara içiyorsanız, yıllık size maliyeti 27 bin 375 TL. Bunu içmeyip sadece 1 yıl içmeyip 5 yıllığına bugünkü getiriler üzerine örneğin Halkbank’a koyarsanız, 147 bin TL getirirsiniz. Bu sadece 1 yıl. Küçük birikimlerin etkisi çok büyük olabilir.” diye konuştu.
Şimşek, şunları kaydetti:
“Finansal okuryazarlık çok değerli. Mutlaka hepimizin finansal okuryazar olmamızda fayda var. Dünya ülkelerinde insanlara finansal okuryazarlıkla ilgili çok basit 4 soru sorulmuş, bu dört sorunun içinde doğru cevap verenlerin oranı Türkiye’de yüzde 24, dünyada da yüzde 33, dünyaya göre bizim finansal okuryazarlığımız maalesef düşük. Bu yüzden SPK ile vatandaşlarımızı finansal okuryazar yapmak için bir eğitim seferberliğine girdik.”
KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR
Şimşek, birey başı ulusal gelirin sene nihayetinde 15 bin doları aşabileceğini söylemiş oldu.
Şimşek, nüfus, ekonomik büyüklük şeklinde parametreler göz önünde bulundurulduğunda bir oldukca ülkeye bakılırsa Türkiye’nin iyi durumda bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“OVP’nin tek amacı, sürdürülebilir yüksek büyüme ve bu büyümeden elde edilen gelirin daha adil dağılımı, bütün derdimiz bu. Bu programın, fiyat istikrarı, enflasyonu düşürmek, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık, yapısal dönüşümler, cari açığın azaltılması gibi alt bileşenleri var. Şu ana kadar iyi giden bir performansımız var. Geçen sene ortasında cari açığımız 56 milyar dolardı şimdi indi 10 milyar doların altına indi, cari açığı önemli ölçüde daralttık. Rezervlerimiz yetersizdi, artırdık. Şirketlerimiz, bankalarımız, uluslararası piyasalarda daha güçlü bir şekilde ve daha az maliyetle finansmana erişiyor, ülkemizin risk primi düştü. Gelişmekte olan ülkelerin risk primi 45 puan düşmüş, bizimki 448 puan düşmüş. Yani dolayısıyla demek ki bizim program var ve işe yarıyor. Kredi notumuz arttı, 2024’te üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu bir yılda 2 kez üst üste artan dünyadaki tek ülkeyiz. OVP çalışmıyor olsa, karşılığı olmasaydı reyting kuruluşlarını nasıl ikna edecektik.
ENFLASYON DÜŞMEYE DEVAM EDECEK
Enflasyonun en büyük sorunlardan biri olduğunu anımsatan Şimşek, enflasyonun hala yüksek olsa da düşüşte olduğunu ve düşmeye devam edeceğini söyledi.
Bakan Şimşek, küresel alanda yaşanan nüfusa ilişkin sıkıntılara dikkati çekerek, “Bizde emek harcama çağındaki nüfus hala bizlere benzer ülkelere bakılırsa iyi artıyor. Ama bizim büyük bir potansiyelimiz var, o da hanımlarımız. Düzeltim yaparak, teşvik ederek, tahsil üstünden hanımlarımızı iş gücüne kazandırabilirsek çok büyük bir potansiyelimiz var. Şu sebeple şu anda Türkiye’de hanımefendilerin 36’sı iş gücüne katılıyor, OECD devletlerinde bu nispet yüzde 66. Dolayısıyla bir tek bunu sağlayarak, OECD ortalamasını tutturarak bizim ulusal geliri yüzde 20 daha çoğaltmak, kısaca zenginleşme potansiyelimiz var.” ifadelerini kullandı.
“CİDDİ BİR REFORM PROGRAMINIZ VAR”
OVP’nin etkileri ile ekonomide yaşanacak ilerleme hakkında değerlendirmelerde bulunan Şimşek, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bizim ciddi bir düzeltim programımız var. Kısaca enflasyonu bir tek, para politikası, maliye politikası, gelirler politikası üstünden düşürme çabasında değiliz. Bir yandan üretimi, yatırımı, istihdamı, ihracatı çoğaltmak için yapısal dönüşüm işliyor. Türkiye son 20 yılda yaklaşık senelik yüzde 5,5 büyüyor, iyi bir performans. Şimdi geçici olarak yavaşlıyoruz. Yeniden koşmak için ara ara dinlenmemiz gerekiyor. Türkiye’nin temelleri sağlamdır. Türkiye’de problem yok mu var, dünyada problem yok mu var ama bu sorunları sökmek için bir stratejiniz, fiil planınız var mı bunlar mühim. Bir oldukca probleminin çözümünde epey mesafe kat ettik, bazılarında da zamana gereksinim var.”