Finans

Gömü ve Maliye Bakanı Şimşek: Türk vergi hukukunda, hiç bir bakanın ya da idarenin, vergi borcunu silme yetkisi yok

  • Kasım 16, 2024
  • 0

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ve bağlı müesseselerinin 2025 yılı bütçe görüşmelerinin peşinden milletvekillerinin sorularını cevapladı. Asgari ücretin, komisyon tarafınca belirlendiğini

Gömü ve Maliye Bakanı Şimşek: Türk vergi hukukunda, hiç bir bakanın ya da idarenin, vergi borcunu silme yetkisi yok

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığı ve bağlı müesseselerinin 2025 yılı bütçe görüşmelerinin peşinden milletvekillerinin sorularını cevapladı.

Asgari ücretin, komisyon tarafınca belirlendiğini anımsatan Şimşek, “Bu aşamada değerlendirmede bulunmam doğru olmaz. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz, teknolojik boyutu çok yüksek olsun ve asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun. Biz oraya ulaşmak için zaten yapısal reform gündeminde en büyük başlığı AR-GE’ye, teknolojik, yeşil ve dijital dönüşüme ayırdık.” diye konuştu.

Şimşek, en düşük işyar maaşının son 22 yılda gerçek olarak yüzde 238 arttığına, dolar bazında 238 dolardan 1139 dolara çıktığına dikkati çekerek en düşük emekli maaşının gerçek yüzde 543, dolar bazında yüzde 812 yükseldiğini belirtti. Asgari ücretin gerçek yüzde 212, dolar bazında yüzde 343 arttığının altını çizen Şimşek, “Çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Geçen sene asgari ücret yüzde 107,5 arttı. Geçen sene enflasyon neydi? Yüzde 65. Bu sene enflasyon yüzde 44’e revize edildi, yüzde 49 vermişiz.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Vergi masraflarıyla alakalı sorulara cevap veren Şimşek, bu harcamaların 853 milyar lirasının asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından kaynaklandığına işaret etti. Şimşek, “Asgari ücrete vergi mi getirelim? Siz onu mu istiyorsunuz? Yatırımları teşvik etmeyelim mi? Engelli, yaşlı, emekli, şehit, dul ve yetimler için 259,2 milyar liralık vergiden vazgeçmişiz. AR-GE, yenilik, tasarım faaliyetlerinin teşvik edilmesi 147,3 milyar lira. ‘Sermaye için 3 trilyon liradan vazgeçtiniz’ diyor. Neresi sermaye bunun?” ifadelerini kullandı.

“Zengini vergilendiriyoruz”

Şimşek, birçok firmanın, indirimlerden yararlandığı için vergi vermediğini, bu nedenle yurt içi asgari kurumlar vergisini getirdiklerini söylemiş oldu. Düzenlemeyle şirketlerin minimum yüzde 10 vergi vereceğini bildiren Şimşek, şunları kaydetti:

“Çok uluslu şirketler minimum yüzde 15 vergi verecek. Peki bunu ne zaman getirdik? ‘Sermayeyi destekleyen’ Mehmet Şimşek’in bakan olmasından sonraki dönemde getirdik. Şirketlerin taşınmaz satışlarında yüzde 50 kazanç istisnasını, serbest bölgede faaliyet gösterenlerin istisnasını daralttık. Kur Korumalı Mevduata (KKM) stopaj vergisi getirdik. Zengini vergilendiriyoruz.”

Şimşek, şirketlerin vergi matrahını azaltan birtakım giderlerinde tekrar kısıtlamalara gittiklerini ve buna devam edeceklerini söylemiş oldu.

Vergi adaleti hikayesinde meydana getirilen değerlendirmelere de değinen Bakan Şimşek, gelir vergisi tarifesinin en alt dilimini yüzde 15’e düşürdüklerini, en üst dilimini de yüzde 40’a çıkarttıklarını anımsattı. Şimşek, 850 bin esnafın gelir vergisi istisnasına doğal olarak bulunduğunu belirterek bunların KDV mükellefiyetinin de bulunmadığını dile getirdi.

“Vergileri silme yetkisi sadece ve sadece yüce Meclis’indir”

Bilvasıta ve dolaysız vergiler hikayesinde Türkiye ile öteki ülkeler içinde kıyaslama yapılmasına ait değerlendirmelerde bulunan Şimşek, şöyleki devam etti:

“Internasyonal standartlarda bilvasıta ve dolaysız vergi tartışmasında toplumsal emniyet primleri var. Belediyelerin topladıkları vergiler var. Ben OECD tanımını kullanıyorum. 2002’de dolaysız vergilerin toplam vergiler içindeki oranı yüzde 53,1’di. Şimdi yüzde 56,1’e çıkmış. 2002’de yüzde 46,9 olan bilvasıta vergilerin payı yüzde 43,9’a düşmüş. Arzuladığımız yerde değiliz fakat yüzde 70 bilvasıta vergi dediğiniz vakit internasyonal tanıma uymuyor.”

Bakan Şimşek, “Vergi borçlarının silindiği” iddialarına ait, “Türk vergi hukukunda, hiçbir bakanın veya idarenin, vergi borcunu silme yetkisi yok. Vergileri silme yetkisi sadece ve sadece yüce Meclis’indir.” ifadesini kullandı.

“Uzlaşmalarda ana parada hiçbir şekilde indirim yapılamaz” benzer biçimde yasal düzen yaptıklarını anımsatan Şimşek, “Ben vergi borcu asla silmedim. Çünkü ben hiçbir şekilde böyle bir sorumluluk üstlenmem. Maliye Bakanı’nın hatta Cumhurbaşkanı’nın vergi silme yetkisi yoktur. Ben hiçbir zaman, hiçbir şirketin vergisini silmedim, silmeyeceğim. Çünkü silemem, benim bir yetkim yok.” dedi.

“Haber verilmeden e-haciz tatbik edilmiyor”

Şimşek, Tarım Bankasının bütün şubelerinin tabelalarının değişmediğini, yalnız zelzele bölgesinde ve tadilat gereksinim duyan şubelerin tabelalarının değiştiğini bildirdi.

Demirören Grubu’nun Tarım Bankasına taksitlerini ödediğini ve vadesi geçen borcunun olmadığını anlatım eden Şimşek, bankanın Antalya’daki toplantısına ait eleştirilerle alakalı şunları söylemiş oldu:

“Genel Müdürün bana söylediklerini aktarıyorum. Tüm bankaların yaptığı gibi Ziraat Bankası da son 13 yıldır düzenli olarak yılın sonunda, bir sonraki yılın hedeflerini tartışmak, istişarede bulunmak üzere toplanıyor. Yapılan toplantı da bu bağlamda. Bir gazetede, ‘Bakan Şimşek 5 bin dolarlık otelde kalacak’ diyorlar. Ben nereye gidiyorum, nerede kalıyorum, hangi villada, ben de merak ettim. Bir kere o toplantıya gitmiyorum. Gitsem bile günübirlik, gittiğim yerde kalmıyorum.”

Bakan Şimşek, Tip-1 diyabet hastası çocuklar alakalı milletvekillerinin ilettiği taleplere de yanıt verdi. Mevzunun mühim bulunduğunu vurgulayan Şimşek, “Hepimiz doğal ki hassas olmak durumundayız ve alakalı bakan arkadaşlarımızla mevzuyu çalışacağız. En kısa vakit içinde problemi imkanlarımız çerçevesinde çözmeye çalışacağız.” dedi.

“Vergi borcunu ödemeyenlere doğrudan elektronik haciz yapıyorsunuz.” iddiasının doğru olmadığını kaydeden Şimşek, ilgilisine haber verilmeden hiç direkt doğruya e-haciz uygulama edilmediğini altını çizdi.

“Bizim kitabımızda asla ayrımcılık olmaz”

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne meydana getirilen yatırımları da özetleyen Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

“2003-2024 döneminde sabit fiyatlarla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne tam 1,1 trilyon liralık yatırım yapılmış. Bunun yüzde 14’ü tarıma, yüzde 12’si enerjiye, yüzde 11’i madencilik, yüzde 6’sı sağlık alanına. İmalat sanayisinde 29 OSB kurduk. Batman’ın rakamlarını hatırlıyorum. 1990’da bir OSB kuruluyor, 2002’ye kadar sadece bir un fabrikası. Orayı biz büyüttük. Şimdi 3. Organize Sanayi Bölgesi üzerine çalışılıyor. Bizim kitabımızda asla ayrımcılık olmaz. 60 bin derslik yapmışız, 7 üniversite kurmuşuz, 2 bin 604 kilometre çok şeritli yol yapmışız. Sağlıkta 50 milyar lira yatırım yapmışız.”

Şimşek, aynı kuşakta Şark Anadolu Bölgesi’ne mühim yatırımlar yapıldığını dile getirdi. Bu bölgeye 1 trilyon 40 milyar lira durağan(durgun) fiyatlarla yatırım yapıldığını ve 20 OSB kurulduğunu bildiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulunmuş oldu:

“Kişi başına gelirde Türkiye yüzde 77 büyürken Doğu Anadolu Projesi (DAP) bölgesi yüzde 80 büyümüş, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) bölgesi yüzde 98 büyümüş. Kişi başı yıllık ortalama büyüme Türkiye genelinde yüzde 3,2 iken DAP bölgesinde 3,3, GAP bölgesinde 3,9. Daha da gelişemez miydi? Tek engel var o da terördür. Çünkü terörün olduğu bölgede devletin en mükemmel teşviklerini bile devreye aldığınız zaman arzuladığınız yatırımları çekemiyorsunuz. Onun için biz o bölgeye en yüksek teşviki vermeye devam edeceğiz. Çünkü biz bölgesel kalkınmışlık farklarını azaltmak istiyoruz.”

Şimşek, Özelleştirme İdaresinde 1000’in üstünde enstruman toplandığını ve bu araçların kısa sürede aleni artırmayla satılacağını bildirdi.

“Enflasyonun artık tek haneye doğru evrildiği ve kalıcı şekilde kontrol altına alındığı dönem olacak”

Milletvekillerinin gelir dağılımı ve enflasyona ait değerlendirmelerine değinen Şimşek, son 22 yılda gelir dağılımının iyileşmesi için mühim adımlar atıldığını, uygulanan politikalar yardımıyla yakın dönemde gelir dağılımı göstergelerinde mühim iyileşmeler bulunduğunu belirtti.

Şimşek, enflasyonun gelir dağılımını bozduğunu, alım enerjisini düşürdüğünü ve büyümenin kapsayıcılığını azalttığını söylemiş oldu. Bundan dolayı programı tasarlarken birincil hedeflerinin fiyat istikrarı olduğuna dikkati çeken Şimşek, yolun uzun bulunduğunu anlatım ettiklerini anımsattı.

Para politikasının tekrar inşasının vakit aldığını özetleyen Şimşek, koşulların artık kalıcı halde dezenflasyona elverişli bulunduğunu altını çizdi. Bu dönemi 3 aşamalı planladıklarını dile getiren Şimşek, ilk senenin dezenflasyona geçiş periyodu bulunduğunu söylemiş oldu.

Şimşek, “Şu anda dezenflasyon dönemindeyiz. Özellikle 2026 ve sonrası istikrar dönemi olacak. Yani enflasyonun artık tek haneye doğru evrildiği ve kalıcı şekilde kontrol altına alındığı dönem olacak. Amacımız enflasyonu kalıcı olarak düşük tek haneye düşürmek. Çünkü fiyat istikrarının tanımı da budur.”

“Uygulanan politika ve gelişmelere göre bazı tahminler revize edilebilir”

Şimşek, internasyonal kurumlarda tahmin değişikliklerinin olup olmadığına ait soruya, “Uluslararası kuruluşların da bizim de tahminlerimizde değişiklikler oluyor.” cevabını verdi.

Internasyonal Para Fonunun (IMF) da enflasyon tahminlerinde değişim yaptığına işaret eden Şimşek, “Uygulanan politika ve gelişmelere göre bazı tahminler revize edilebilir. Çünkü tahmin süreçleri dinamiktir. Merkez Bankamız ne diyor? Yüzde 70 olasılıkla enflasyon şu olacak diyor. Çünkü küresel ve yurt içi konjonktüre ilişkin birtakım varsayımlar yapmak zorundasınız ve bu varsayımlar zamanla değişebiliyor. Şartlar değişebiliyor.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, Türkiye’de alakalı kurumların iç ve dış gelişimleri takip ettiğini ve değerlendirdiklerini belirterek, Bakan olarak kendisinin tahmin yapma imkanının olmadığının vurguladı. Şimşek, geçen yıl için program tahminleri ve gerçekleşmelerine dikkati çekerek, performansın iddia edilmiş olduğu kadar fena olmadığını söylemiş oldu.

“Cari açık, öngörülerimizin çok altında kalacak”

Bu senenin iktisat göstergelerindeki performansları değerlendiren Şimşek, şunları kaydetti:

“Bu sene büyük ihtimalle cari açık öngörülerimizin çok altında kalacak. İşsizlik oranı da öngörülerimizin oldukça altında. Bu, iyi bir şey. İstihdam artışı da böyle. Enflasyon öngörümüzün üstünde. Niye? Para politikasının etkili olduğu alanlar var, etkili olmadığı alanlar var. Mesela hizmetlerin bir kısmı, temel mallar para politikasına iyi tepki veriyor. Hizmetler o düzeyde vermiyor.”

“Enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek için ilave tedbirleri almak zorundayız”

Şimşek, enflasyonun öngördüklerinin üstünde seyrettiğini anlatım ederek, “Enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek için gereken ilave tedbirleri almak zorundayız. Alacağız.” diye konuştu.

Bütçe masraflarında zelzele kaynaklı ağırlıklı azalış öngördüklerine dikkati çeken Şimşek, bunun dezenflasyonu destekleyeceğini söylemiş oldu. Bütçe açığındaki daralmanın dezenflasyonist bulunduğunun altını çizen Şimşek, “Bütçe imkanlarına göre belki yeni yılda klasik artışlarda farklı bir değerlendirmeye gidebiliriz. Bütçe hususunu değerlendireceğiz.” dedi.

KKM stoku düşüşü sürüyor

Kur Korumalı Mevduatın (KKM) niçin uygulamaya alındığına ait sual üstüne Şimşek, Aralık 2021’de kurlarda baskı oluştuğunu ve KKM’nin geçici önlem olarak devreye sokulduğunu anımsattı. Şimşek, KKM’nin aslına bakarsak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) para, döviz politikası ve biriki yönetimiyle ilişkili bir mevzu olduğuna işaret ederek, “Bu nedenle uygulamaya ilişkin usul ve esasların TCMB tarafından belirlenmesi ve yönetilmesi daha uygundur.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, KKM’den çıkış döneminin süreceğine işaret ederek, KKM stokunun Ağustos 2023’te zirveyi gördüğünü, 8 Kasım itibarıyla 1,3 trilyon liraya gerilediğini söylemiş oldu. Şimşek, “Eğer öngörmediğimiz bir şey yaşanmazsa buradan çıkış yakındır.” dedi.

Türkiye’ye gelen dış kaynakların sıklıkla “carry trade” olup olmadığına ait sorulara ise Şimşek, aleni ve örtülü kur hedeflerinin olmadığını söylemiş oldu. Şimşek, ana para akımlarını yönetmenin zor iş olduğuna dikkati çekerek, carry trade’e dayalı bir modellerinin ve niyetinin olmadığının vurguladı.

“2025 yılında bütçe açığını azaltacağız”

Amme masraflarına ait sorulara cevap veren Şimşek, zelzele masraflarına ait tasarrufta bulunmanın mevzubahis olmadığını dile getirdi.

Şimşek, bütçe esnekliklerinin yüksek olmadığını belirterek, “Bütçe harcamalarımızın yüzde 41,6’sı personel ve bu personelin sosyal güvenlikle ilgili prim transferlerine gidiyor. 2025 yılında bütçe açığını azaltacağız. Bu sayede mutlaka Merkez Bankasının dezenflasyon sürecini çok daha güçlü şekilde destekleyeceğiz.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

Tutum önlem paketini açıkladıklarını anımsatan Şimşek, şöyleki devam etti:

“Meclisimizin onayladığı bütçeyle gerçekleşen bütçe arasındaki faiz dışı harcamalardaki yukarı yönlü sapmanın, son 10 senede yıllık ortalaması yüzde 9,1’dir. 2024’te bu sapmanın yüzde 0,8’e düşeceğini öngörüyoruz. Bir harcama disiplini olmasaydı, tasarruf felsefesi olmasaydı sapma yüzde 9,1’den yüzde 0,8’e düşürülebilir miydi? Sapma son 10 yılın ortalamasında gitseydi bu, 814 milyar liraya denk gelecekti. Muazzam harcama disiplini var, tasarruf var.”

Şimşek, bu sene kamuda taşıt sayısının 2023’e bakılırsa 3 bin 848 tane arttığına, bunun yüzde 90’ının emniyet, esenlik ve afet yönetimi için edinilen taşıtlar olduğuna işaret etti. Makam aracı eleştirilerine değinen Şimşek, yenilenme taleplerinin tamamını mevcudun tasfiyesi şartıyla onayladıklarını altını çizdi. Kendisinin tasdik verdiği binek araçların tamamının TOGG bulunduğunu dile getiren Şimşek, vadesi dolan ve yenilenmesi ihtiyaç duyulan kiralık araçlardan 2 bin 671’ini azalttıklarını aktardı.

“Faiz harcamalarının milli gelire oranı 22 yıldır düşüyor”

EYT maliyetine de değinen Şimşek, maliyeti Toplumsal Emniyet Kurumuna sorduklarını söylemiş oldu. Şimşek, “Aktüeryal dengeyi bozan bir uygulama mı? Evet. Şu anda OECD’de 38 ülke var. Bu ülkelerin bir tanesini gösterin 30’lu yaşlarda, 40’lı yaşlarda emekli olan. Hatta 50’li yaşlarda emekli olunan ülke neredeyse kalmadı. Birçok ülke 65’in üzerine çıktı.” ifadelerini kullandı.

Şimşek, ürem harcamalarının ulusal gelire oranının son 22 senedir düştüğünü vurgulayarak bu oranın 2002’de yüzde 14,3 bulunduğunu, 2024’te ise yüzde 2,9 seviyesine düştüğünü dile getirdi. Son 22 senenin averajının yüzde 4,5 bulunduğunun altını çizen Şimşek, Orta Vadeli Program sonucunda bu payı yüzde 3 seviyesinde tutmayı hedeflediklerini söyledi.

Görüşmelerin peşinden, Gömü ve Maliye Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Ana para Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzen ve Denetleme Kurumu, Amme İhale Kurumu, Amme Nezarete, Muhasebe ve Kontrol Standartları Kurumu, Sigortacılık ve Hususi Emeklilik Düzen ve Denetleme Kurumunun bütçe, kararlı hesap ve Sayıştay raporları; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Yatırımcı Tazmin Merkezi ile Bankalararası Kart Merkezi AŞ’nin Sayıştay raporları kabul edildi.