Meksa Portföy Inceleme Müdürü ve Özgürlük Ekonomi yazarı Zeynel Balcı, bu haftaki köşe yazısında, “ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 50 puanlık faiz indirimi piyasalara moral verdi. Beklenti 25 baz puandı. Borsalarda yükseliş, tahvil faizlerinde düşüş, dolarda zayıflama, Euro’da değer kazanımı, altın ve gümüş gibi kıymetli madenler ile petrol ve emtia fiyatlarında çıkış görüldü. ABD ve Almanya borsalarında zirveler test edildi. Fed faiz indiriminin Türkiye’nin de dahil olduğu gelişen ülke piyasalarına olumlu yansıyacağına dair değerlendirmeler de gelmeye başladı” olarak değerlendirdi.
Balcı’nın yazısının devamı şu şekilde:
Piyasalar geçen hafta merkez bankaları toplantılarına odaklandı. Türkiye, Amerika, Japonya, Çin, İngiltere merkez bankaları ürem kararları fiyatlanıyor. Dış piyasalarda Amerika Merkez Bankası (Fed), içeride Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) kararları daha çok öne çıktı. Fed beklendiği suretiyle ürem tenzilat dönemini 50 baz puan ile başlattı. Fed Başkanı Powell konuşmasında, “Bundan sonra aynı oranda faiz indirimlerinin gelmeyebileceği, aceleci olmayacaklarını, gelen ekonomik verilere göre hareket edileceği” söylerken, ürem tenzilat gerekçelerini; “Enflasyonda hedef değerlere yaklaşılması, ekonomideki soğuma emareleri ve faiz indirimi için geç kalmamak” olarak özetledi.
Yeni zirveler kontrol edildi
Fed’in ürem sonucu sonrası ekonominin görünenden daha yavaş büyümüş olduğu yorumları da geldi. Çarşamba günü beklentileri aşan Fed ürem indirimini piyasalar perşembe ve cuma günü de pozitif yönde fiyatlamaya devam etti ve piyasalarda risk iştahı artarken moral de verdi. Ağırlıklı beklenti 25 baz puandı. Hatırlanırsa geçen haftaki yazımızın başlığı “Fed indirimi rahatlatır” şeklindeydi. Ürem indirimi sonrası gelişmeler de bu yönde gelişti. Borsalarda yükseliş, tahvil faizlerinde düşüş, dolarda kilo verme, euroda kıymet kazanımı, altın ve gümüş benzer biçimde değerli madenler ile petrol ve emtia fiyatlarında çıkış görüldü. Amerika ve Almanya borsalarında yeni zirveler kontrol edildi. Şimdi sual, ürem düşüşü petrol başta olmak suretiyle emtia fiyatlarına yükseliş olarak yansırken, enerjisini korumuş olan ekonomik gelişme ile birleşince düşüş eğilimindeki enflasyonu yine canlandırır mı? Bu ihtimal mevcut. Bu durumda Fed ürem indiriminde frene dokunur mu? Bu önümüzdeki ayların sorusu diyerek, şimdilik piyasa kutlamasına katılalım derim.
Gelişen ülkelere pozitif yönde yansır
Fed ürem indiriminin Türkiye’nin de dahil olduğu gelişen ülke piyasalarına pozitif yönde yansıyacağına dair değerlendirmeler de gelmeye başladı. Internasyonal kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch, Amerika mesken piyasasının arzı ve satın alınabilirliği çoğaltmak için daha çok ürem indirimine ihtiyacı bulunduğunu kaydetti. S&P ürem indiriminin, önümüzdeki aylarda gelişmekte olan piyasalarda parasal gevşemeyi teşvik edeceği görüşünde. Fed merkez bankaları içinde öncü konumda bir banka. Bu açıdan almış olduğu kararlar genellikle öteki bankalar için referans olarak alınır. Bir bakıma “ön teker nereye arka teker oraya” durumu.
İngiltere, Japonya ve Çin değiştirmedi
Öteki taraftan İngiltere Merkez Bankası beklendiği suretiyle ürem oranını değiştirmedi. Bu vaziyet sterline dolar karşısında kıymet kazandırmaya devam etti ve 1.33 seviyesi kontrol edildi. Japonya ve Çin merkez bankaları da ürem oranlarında değişime gitmedi. Japonya Merkez Bankası Başkanı (BOJ) Ueda: “Ekonominin bizim görünümümüz ile aynı çizgide gitmesi durumunda faiz artışına devam etmemize yönelik düşüncemizde değişiklik yok” dedi. Bir süredir esasen ürem artımına devam hikayesinde görüşler veriyordu. Bilinmiş olduğu suretiyle, ağustos ayının ilk haftasında Japonya Merkez Bankası ürem artırımına gitmiş ve piyasalar ciddi bir türbülans yaşamıştı. Ondan sonra Japonya Merkez Bankası’ndan gelen “piyasa bu durumda iken faiz artırımı yapmayacağız” açıklamalarıyla sakinlik kazanmıştı. Fed ürem fiyatlamasına bağlı olarak dış piyasalarda iyimserlik korunabilir.
TCMB toplantı metni tartışılıyor
TCMB toplantısında beklendiği suretiyle siyaset faizi yüzde 50’de durağan(durgun) bırakıldı. Sadece toplantı sonrası gösterilen metindeki birtakım ifadeler TCMB’nin ihtimaller içinde ürem indirimi için tartışmalara niçin oldu. Bir bakıma piyasadaki görüşler bölündü. Toplantı metnindeki “Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir” vurgusu ile “ek sıkılaştırma” ifadesinin çıkarılması ürem indirimi tartışmasını başlattı. Sadece ekim toplantısı için olmasa da daha sonraki toplantılara için verilere bağlı bir tenzilat olasılığı dillendirildi. Uygulanan ekonomik programın gereği olarak parasal sıkılaşmanın devamı ve bu çerçevede yüksek ürem ortamının korunması en azından bir müddet daha mecburi görülüyor. Enflasyonda kalıcı düşüş sinyalleri alınmadan ürem indirimi için erken olabilir.
Ürem indirimi erken hamle olur
Amerika Merkez Bankası (Fed) enflasyonu yüzde 9’dan yüzde 2.5’a, Avrupa ise yüzde 10’dan 3’ün dibine tehlike ve hedef değerlerine yaklaşınca ürem indirimine gittiler. Türkiye’de senelik enflasyonda baz etkisiyle bir gerileme olsa da aylıkta halen yüzde 2’nin üstünde seyrediyor. Aylık enflasyon yüzde 2’nin altında kalıcı olmadan ürem indirimi yapmak oldukca erken bir hamle olabilir. TCMB toplantı sonrası süregelen ürem tenzilat tartışmasıyla beraber döviz kurlarında yükseliş, gösterge tahvil ürem oranında düşüş gözlendi. Bir bakıma bu ihtimal fiyatlanmaya başlandı izlenimi belirdi.
Doların dış piyasalarda kıymet yitirilmesine tahsisat iç piyasada dolar/TL kurunun yatay seyrini koruması ve hafifçe de olsa yükselmesi bu açıdan mühim bir teferruat. Kur yükselirse ne olurun yanıtını verecek olursak; Enflasyonda düşüş eğilimi durur, TCMB rezervlerini de besleyen “carry trade” işlemleri zayıflar, uygulanan ekonomik program ile çekilen zahmetler heba olur, benzer biçimde birtakım ihtimaller içinde sonuçlardan bahsetmemiz gerekecek. Yüksek ürem korunduğu sürece ise ekonomik yavaşlama, kurun baskı altında kalması ve ihracatçıların yakınmaları devam edecek benzer biçimde sonuçlar da normal olarak olasılık dahilinde. Sadece iktisat yönetimi gelişme mi, enflasyon mu sorusunun yanıtını enflasyondan yana geçen sene verdi ve buna yönelik politikaları uygulamaya aldı. Şu açıdan yaklaşanlar da olabilir. TCMB faizi ileriye yönelik bir projeksiyon veriyor, enflasyon yıllıkta TCMB faizi olan yüzde 50’nin dibine gerileyecek ve pozitif yönde ürem mevzubahis olacak benzer biçimde bir gerekçe sunabilir. Ama enflasyonun bulunmuş olduğu düzen açısından bu öngörünün oldukca optimist olduğu da aleni.
Altında çıkış ivme kazanmıştır
FED ürem kararının ilk yansıdığı yatırım araçlarından biri altın tutarları oldu. Altının bu seviyelere ulaşmasında Fed’in ürem tenzilat beklentileri mühim bir paya sahipti. Beklentileri aşan 50 baz puanlık tenzilat altın fiyatlarındaki çıkışa güç verirken yeni zirveler oluştu ve ons altın 2.600 doları geçti. İç piyasalarda gram/TL altın fiyatı ise 2.870 seviyesinin üstünde muamele görmeye başladı. Ürem düşüşünden güç alan altın fiyatında bazı zamanlar kâr satışları görülse de yükselişin devamı beklenebilir. Altının ons fiyatı 2.622 dolar, Amerika 10 senelik tahvil faizi yüzde 3.72, dolar endeksi 100.72, Euro/dolar paritesi 1.1163, brent petrol 74 dolardan haftayı kapattı.
Yabancının tahvil aşkı sürüyor
Yabancı yatırımcıların tahvil bono alımları birtakım haftalar kesintiye uğrasa da devam ediyor. TCMB verilerine bakılırsa; 13 Eylül ile sonlanmış haftada yabancı yatırımcılar; Pay senetlerinde 320 milyon dolarlık satış yaparken 1.646 milyon dolarlık tahvil bono alım yaptılar. Yüksek faize bağlı olarak “tahvil al, hisse sat” politikalarında pek sapma yok. Türkiye dünyanın en yüksek faizi veren ülkeleri içinde. Aynı hafta; kur korumalı mevduatta düşüş, TCMB rezervlerinde artış, bankalar yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında düşüş görüldü. Döviz mevduatındaki düşüşte bankaların kısa vadeli mevduat (3 aydan kısa) faizlerindeki artışın oranı olabilir. Hatırlanırsa geçtiğimiz günlerde, döviz mevduatındaki artış sonrası TCMB mecburi karşılıklarda artırıma gitmiş ve bankalara ürem artır mesajı vermişti. Geçen hafta TL 1-3 aylık sentetik mevduat faizinin yüzde 60’ın üstüne çıkmış olduğu yönünde bilgiler haber akışları içinde yer aldı. Bu vaziyet kısa devre alternatif piyasa olması açısından borsa için bir olumsuzluğa işaret bununla beraber. Sadece TCMB toplantısı sonrası münakaşaya oluşturulan sene sonu yahut 2025 için ürem indirimi beklentisi güçlenirse orta ve uzun solukta borsa için iyi bir gelişmeye de işaret edebilir.
Mesken piyasası hareketleniyor
Ayrıca yabancı bankalardan görüşler de gelmeye başladı. İngiliz Barclays, TCMB’nin güvercin tonda daha dengeli bir izahat yaptığına dikkat çekerek kasımda ilk faiz indirimini beklediğini açıklarken HSBC gevşeme döngüsünün 2025’te başlayacağını öngördü. Öteki taraftan mesken satışlarında son iki aydır geçindiren yükseliş ve mesken fiyat artışının genel enflasyon seviyesinin üstüne çıkması ek olarak kayda kıymet bir vaziyet. Uzun süredir uyuyan emlak piyasasının canlanmaya başladığının da göstergesi bununla beraber. Ürem düşecek olursa bu yöne eğilimin artması da muhtemeldir.
Borsada reaksiyon çıkışı güç kazanıyor
Borsada reaksiyon çıkışı sürüyor. İlk destek sunar 9.800-9.850 ve 9.700-9.650 seviyelerinde bulunurken 9.850’nin üstünde çıkış formasyonlarından “alçalan takoz” işlerlik kazanmış görülüyor. İlk dirençler ise 10.190 ve 10.415 bandında. Bu bölge düşüşte oluşan gap-boşluk bandı. Bu seviyelerde satışlar görülebilir. Çıkışın devamı için bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Endekste satış denemeleri görülse de reaksiyon yükselişi enerjisini koruyabilir.
Yukarıda yer edinen bilgiler öneri niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir, yatırımcı profilinize uymayabilir.