class=”medyanet-inline-adv”>
Ulusal Müdafaa Bakanlığı, 2 Ocak’ta MUGEM (Ulusal Tayyare Gemisi), TF-2000 hava müdafaa muhripleri ve MİLDEN (Ulusal Denizaltı) inşasının çelik kesme töreninin yapıldığını ifade etti. Böylece İSTİF sınıfı fırkateynler, Reis sınıfı denizaltılar ve öteki deniz platformları ile beraber donanma için Türk tersanelerinde şu anda 31 parça yeni harp platormu üretiliyor.
MUGEM projesi ilk başlarda Şubat 2024’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafınca kamuoyuna duyurulmuştu. MUGEM, TCG Anadolu’dan sonrasında Türkiye’nin piste haiz ve hava araçları taşıyabilen ikinci gemisi olacak. Bayraktar TB3 SİHASI’non inip kalkabildiği TCG Anadolu havuzlu çıkarma ve SİHA gemisi olma amacıyla inşa edilirken, TCG Anadolu’dan daha büyük olan MUGEM ise tayyare gemisi maksadıyla üretilecek.
class=”medyanet-inline-adv”>
Türkiye’nin inşa etmiş olduğu yerli ve ulusal tayyare gemisi MUGEM’in hava müdafaa görevini de TF-2000 hava müdafaa muhripleri üstlenecek. Ulusal denizaltılar da bu vazife enerjisini denizden gelen tehlikelere karşı koruyacak. Türk birliği inşa edilen bu tayyare gemisi filosu ile Akdeniz’in yanında okyanuslarda da mühim bir güç haline gelecek. Peki Türkiye niçin tayyare gemisi ve muhripler inşa ediyor? Türkiye’nin bu sonucu almasına yol açan tehlikeler neler?
Emniyet Politikaları Uzmanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın “Türkiye Akdeniz, Hint ve Atlantik Okyanusları görevleri orta büyüklükte bir donanma kuruyor.” diyerek Türkiye’nin MUGEM (Ulusal Tayyare Gemisi), TF-2000 hava müdafaa muhhripleri ve MİLDEN (Ulusal Denizaltı) şeklinde yeni deniz platformları inşasına başlamasını değerlendirdi. Tayyare gemisi inşası kararının 20 yıl ilkin alındığını söyleyen Caşın, bu donanmanın vazife ekseninin Libya muhafazası, Somali ve Afrika boynuzundaki yaşamsal çıkarlar ile aslolan önemlisi Anavatan ve Kıbrıs’ın korunması bulunduğunu söylemiş oldu. Caşın “NATO ve BM görevleri dahil olmak üzere Türkiye’nin korsanlık ve kaçakçılık ile mücadele ve çabuk intikal görevlerini icra etmek için böyle bir donanma ihtiyacı var.” dedi.
class=”medyanet-inline-adv”>
UÇAK GEMİSİ TÜRKİYE’YE PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK KAZANDIRACAK
Emniyet Uzmanı Coşkun Başbuğ, tayyare gemisi sahibi olmanın günümüzde Türkiye için bir koşul bulunduğunu ve bu sistemin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ruhsal bir üstünlük kazandıracağını anlatım ediyor. Başbuğ “Uçak gemisinin psikolojik avantajı, caydırıcı özelliği var. Bugün ABD uçak gemisi yolladığında dünya “eyvah” diyor. O yüzden uçak gemisi sahibi olmak önemli” dedi.
“Her türlü çatışma atmosferinin olduğu bir dünyada küresel bir güç olmak istiyoruz bu silah bizim için şart diyen” Başbuğ “MUGEM’in İngiltere’nin Elizabeth uçak gemisi ile kıyaslaması küresel güçlere karşı denge olarak algılanmalı.” diye ekledi.
class=”medyanet-inline-adv”>
TAŞINABİLİR HAVA ÜSSÜMÜZ OLACAK
Tayyare gemisi sahibi olmanın bir öteki pozitif yanlarının hareket serbestliği bulunduğunu söyleyen Başbuğ şunları diyor:
Denizlerin özgür ilkesi kapsamında tayyare gemileri ülkelere hareket serbestliği sağlıyor. Tayyare gemisi ile arzu ettiğiniz coğrafyada harekat yapabilirsiniz. Hava unsurları tayyare gemilerinin getirmiş olduğu bir avantajdır. Karada bulunan hava üsleri hedeftir fakat tayyare gemileri ile hava üsleri istediği yere taşınabilir. Doğru olan yapılıyor. Türkiye dünyada tayyare gemisi sahibi olan 11 ülkeden biri olacak.
DOĞU AKDENİZ’DEKİ ASKERİ TATBİKATLAR
Prof. Dr. Caşın, Türkiye’nin bilhassa Akdeniz’de kendisine tehditleri de sıralayarak bu şekilde bir deniz gücü ihtiyacının doğduğunu altını çizdi. Caşın “Yunan ordusunun adaları aşırı silahlandırması, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin silahlandırılması, ABD’nin Yunanistan’da 22 üssünün olması, Fransız donanmasının bölgede tatbikatlar yapması, ‘Mavi Bayrak adı altında 10 sene boyunca ABD, Fransa, Yunanistan ve İsrail’in ortak tatbikatlar yapması gibi nedenler sonucu Türkiye’nin böyle bir donanma kurma ihtiyacı bulunduğunun altı çiziliyor.” dedi. Bölgede yaşanmış olan İsrail temelli çatışmalara da değinen Prof. Dr. Caşın “İsrail’in açık tehdidi de bu donanmayı zorunlu kılıyor” dedi.
class=”medyanet-inline-adv”>
MUGEM, MİLDEN ve TF-2000’lerin saç kesim kaynakları yapılmış oldu
TÜRKİYE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGELERİNİ KORUYACAK
Bilinmiş olduğu suretiyle Yunanistan, İspanya’nın Seville Üniversitesi tarafınca çizilen ve bir bağlayıcılığı olmayan deniz yetki sınırlarını yayınlayan bir haritayı korumak için çaba sarfediyor. Bu lafda harita ile Yunanistan, Türkiye’nin kendi münhasır ekonomik bölgelerini yasa dışı bir halde gasp etmeye çalışıyor. Şark Akdeniz’de deniz yetki alanları üstünde uzlaşının bulunamamasının da Türkiye’nin bu şekilde bir karar almasına etkili bulunduğunu anlatım eden Caşın “Seville haritası adı altında ikinci bir Musul, Kerkük vakası yaşatılmak isteniyor” diyerek Türkiye’nin inşa etmeye başladığı donanma ile buna izin vermeyeceğini altını çizdi.
class=”medyanet-inline-adv”>
AFRİKA’YA BİR BÜTÜN OLARAK BAKMAK LAZIM
Emniyet Uzmanı Coşkun Başbuğ, MUGEM’in Türkiye’ye kazandıracağı harekat yeteneğine misal de veriyor. Afrika’dan misal veren emniyet uzmanı “Afrika’da çatışma bölgelerinin olduğu yerlerden Somali çok güncel. Bir anda terörün hortlaması ile Somali’de Türkiye hedef oldu. Çünkü orada Türkiye’nin askeri üssü var. Afrika’da ABD’nin Çin’in ve Fransa’nın hesabını var. Bunların hepsini bütün olarak hesaplamak lazım.” diye konuştu.
TİCARET YOLLARININ GÜVENLİĞİ
Hint Okyanusu dünya ticaretinin can damarı konumunda. Bilhassa Çin başta olmak suretiyle bu okyanus Uzak Şark ülkeleri ile meydana getirilen deniz ticareti için yaşamsal öneme haiz bir rota. Cennet körfezi ile Türkiye’nin üssünün de bulunmuş olduğu Somali’nin açıklarında yoğun korsanlık faaliyetleri yaşanıyor. Prof. Dr. Caşın bu donanma ile Türkiye’nin bölgedeki çıkarlarının koruyacağını ve güvenliğin sağlanacağını anlatım ediyor. Ek olarak Caşın bölgede Pakistan ile iyi bir dostluğumuzun olduğunu, Pakistan’a harp gemileri ihraç ettiğimizi ve bölgenin mühim bir gücü olan Hindistan’ın bundan taciz duyduğunu laflarına ekliyor.
TCG Anadolu havuzlu çıkarma ve SİHA gemisi
ADI RUMELİ OLACAK
MUGEM Ulusal Tayyare Gemisi’nin inşa edilince ‘Rumeli’ ismini alacağını söyleyen Caşın, bunun yanında TF-2000 hava müdafaa muhiplerinin de inşa edildiğini açıkladı. Bilinmiş olduğu suretiyle TF-2000’ler hem Mavi Vatan’ın aynı zamanda MUGEM’in hava savunması için mühim rol oynayacak.
PERİSKOP BİLE VERMEDİLER… KISITLAMALAR İLE KENDİ SİSTEMLERİMİZİ YAPTIK
Donanmamızdaki gemilerin Amerikan ve Alman yapımı bulunduğunu söyleyen Caşın, “Bunlar 40 yaşını doldurmuş gemiler. Bu gemiler modern harp ihtiyaçlarını artık karşılayamıyor. Bir de Türkiye’ye uygulanan kısıtlamalar da var. Almanlar bize periskop bile vermediler. Denizaltılarımız için Almanlar bize torpido vermeyince Türkiye AKYA torpidosunu yaptı.” dedi. Akademisyen, Türkiye’nin yeni inşa etmiş olduğu platformlarda yüzde 100’e yakın yerlilikle bir düzen yapacağını ve bunlara ulusal radar, su üstünden ilerleyen cruise füzeleri, ulusal dikey atım sistemleri (MİDLAS), ulusal gemisavar füzesi ATMACA şeklinde sistemler yerleştirileceğini açıkladı. MİLGEM ile birlikte 31 parça vapur yapıldığını söyleyen Caşın, Türkiye’nin Endonezya’dan Portekiz’e kadar harp gemisi ihraç ettiğinin de vurguladı.
NÜKLEER DENİZALTI GELİYOR
Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın laflarını şöyleki sürdürdü:
Reis sınıfı denizaltıların peşinden MİLDEN ile ulusal denizaltıların inşasına geçildi. MİLDEN sonrası ise yerli nükleer takatli denizaltılar gelecek. Bunun yanında taktik ve strateji olarak SİDA dediğimiz insansız robotik gemiler de donanmamız tarafınca hizmete alınıyor. Türkiye bu yeni platformların idaresi için kafi sayıda personel yetiştirdi buna şüpheniz olmasın.
TÜRKİYE ALTINDAN KALKAR
TF-2000 hava müdafaa muhriplerine de değinen Başbuğ “Uçak gemileri görev grubu ile hareket eder. Takım oyununu birlikte kurmak lazım. O yüzden TF-2000 hava savunma muhripleri de yapılıyor. TF-2000 sınıfının en iyilerinden biri. Silah donanımları yerli.” dedi.
Tayyare gemisi ve hava müdafaa muhriplerinin işletme maliyetlerine de değinen Coşkun Başbuğ Türkiye’nin bunun altından kolaylıkla kalkabileceğini söylemiş oldu. Başbuğ laflarını şöyleki tamamlamış oldu:
Bunlar pahalı teknolojiler. Türkiye bu mevzuda ekonomik olarak bunun altından kalkabilir. Hepimiz bugün terörle mücadelede oldukca daha büyük paralar harcadık Tanrı’a şükür terör sonlanıyor. Ek olarak bu üretilen sistemlerin yerli olması Türkiye’ye ekonomik anlamda bir avantaj da sağlıyor. Türkiye müdafaa endüstri ihracatında da çok büyük başarılar sağlamış oldu.
MUGEM 50 UÇAK KAPASİTELİ
MUGEM, inşa edildiğinde 285 metre uzunlukta ve 72 metre kalınlığında olacak. 60 bin ton deplasmana haiz olacak olan tayyare gemisinin menzili 10 bin deniz mili (18500 km). Şu demek oluyor ki MUGEM, Türkiye’den Yeni Zelanda’ya kadar kesintisiz kolaylıkla seyredebiliyor. 50 tayyare kapasitesine haiz olması beklenen MUGEM için ulusal harp jetleri Hürjet ve Kaan’ın üretilecek deniz versiyonları kullanılacak. Bunun yanında Bayraktar Kızılelma, Bayraktar TB3 ve TUSAŞ ANKA 3 SİHA’ları ve Hücum helikopterleri de tayyare gemisinde yer alacak. Geminin 3 pisti olması umut ediliyor. Kalkış için ise STOBAR adında olan geminin ucuna inşa edilen atlama rampası kullanılacak. Sadece kimi uzmanlar Türkiye’nin daha bereketli olan tayyare gemilerinden uçakları fırlatmaya yarayan mancınık sistemi olan ulusal CATOBAR teknolojisi üstünde çalıştığını da anlatım ediyor. Minimum 800 personelin olması beklenen MUGEM’de hava müdafaa sistemi olarak 32’li (2×16) MİDLAS Dikey Atım Sistemi (VLS) ve 4 tane GÖKDENİZ Yakın Müdafaa Tabanca Sistemi (CIWS) konuşlandırılacak. 7 tane ASELSAN 25mm STOP Uzaktan Komutalı Tabanca Sistemi ise tehditlere karşı yakın mesafede koruma sağlayacak.
DENİZLERİN HAVA SAVUNMASINI TF-2000 SAĞLAYACAK
Minimum 4 adet inşa edilmesi beklenen hava müdafaa muhribi TF-2000’lerin her birinin 149 metre uzunlukta ve 8500 ton üstü deplasmana haiz olması umut ediliyor. Bu gemilerde ASELSAN tarafınca üretilen ÇAFRAD (Oldukça Amaçlı Faz Dizinli Radar) kullanılacak. TF-2000’lerde hava müdafaa sistemi olarak 64 hücreli MİDLAS sistemi olacak. Bu hücrelerden havadan gelen tehditlere karşı Hisar ve Siper füzeleri atılabilecek. Ek olarak bu gemiler karadaki hedefler için Seyyah seyir füzeleri ile denizdeki hedefler için Atmaca vapur savar füzelerine de haiz olacak.
TF-2000’ler aleni denizlerde MUGEM ile TCG Anadolu’nun hava savunması görevini üstlenecek. Ek olarak Libya ve Somali şeklinde Türk Ordusu’nun vazife icra ettiği denizaşırı bölgelerin hava savunmasını da üstlenecek. Bu muhripler Şark Akdeniz’deki tehditlere karşı da caydırıcı güç olacak.