Borsa

Çin’de tahvil faizleri zamanı düşük seviyelerde

  • Ocak 10, 2025
  • 0

class=”medyanet-inline-adv”> Amerika’de 20 Ocak’ta rolü devralacak Trump’ın meydana getirdiği açıklamalar, halihazırda muhtelif problemlerle uğraşan dünya ekonomileri için yeni sıkıntıların başlayabileceği yönündeki fiyatlamaları güçlendiriyor. Çin’de bir süredir idame eden

Çin’de tahvil faizleri zamanı düşük seviyelerde
class=”medyanet-inline-adv”>

Amerika’de 20 Ocak’ta rolü devralacak Trump’ın meydana getirdiği açıklamalar, halihazırda muhtelif problemlerle uğraşan dünya ekonomileri için yeni sıkıntıların başlayabileceği yönündeki fiyatlamaları güçlendiriyor.

Çin’de bir süredir idame eden deflasyon korkusu hükümetin attığı adımlara karşın aşılamazken, yeni dönemle beraber buna bir de tecim savaşının eklenebileceği endişesi emin liman varlıklarından olan tahvillere talebi artırdı.

Çin’in 10 senelik tahvil faizi 3 Ocak’ta yüzde 1,6’nın dibine inerek üstün dereceli düşük düzen olan yüzde 1,58’e gerilerken, ülkenin 11 trilyon dolarlık devlet tahvili piyasasında 10 sene vadeli devlet tahvillerinin getirileri ile Amerika’nin 10 senelik tahvil faizi içinde ortalama 300 baz puanlık ayrım oluştu.

Çin’in tahvil getirileri, Pekin tarafınca Eylül 2024’ten beri açıklanan birçok ekonomik teşvik önlemlerine karşın 2008 küresel mali krizi ve Kovid-19 salgını esnasında erişilen seviyelerin oldukca dibine geriledi.

class=”medyanet-inline-adv”>

Pekin yönetiminin Çin’in onlarca sene sürebilecek bir ekonomik durgunluğa sürüklenmesini durduramayacağına dair endişeler artarken, bununla birlikte Çin’in ekonomik yavaşlamasının emtia talebinin azalmasına yol açabileceği ve bu durumun, emtia fiyatlarındaki değişimlere hassas olan enerji şeklinde sektörleri negatif etkileyeceğine işaret ediliyor. 

AÇIKLANAN EKONOMİK PAKETLER EKONOMİYİ CANLANDIRACAK MI?

İş Yatırım Internasyonal Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, AA muhabirine meydana getirdiği değerlendirmede, “Çin ekonomisindeki mevcut durumun üç temel nedeni var. Bunlar, deflatif baskı, konut sektöründeki gelişmeler ve ekonomideki beklentiler.” dedi.

Ülkenin aşırı üretimi ve tüketici yanındaki tedirginlik sebebiyle ciddi bir deflatif baskı altında bulunduğunu anlatım eden Manukyan, “Enflasyon göstergelerine baktığınızda, ister Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ister Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) olsun, ciddi bir baskı olmadığını görüyoruz. Hatta ÜFE ekside seyrederken, tüketici tarafında sıfırın üzerinde tutunmaya çalışıldığını söyleyebiliriz. Bu durum, önümüzdeki dönem için Çin Merkez Bankasından (PBoC) faiz indirim beklentilerini artırıyor.” diye konuştu.

class=”medyanet-inline-adv”>

Mesken sektöründeki gelişmelerden ötürü hem hanehalkı hem hususi sektörün kredi kullanarak büyümeye çalışmaktan oldukca borçlarını kapatmaya odaklanmış durumda olduğuna dikkati çeken Manukyan, “Düşük faiz oranları bir borçlanma sinyali olarak algılanmıyor, tam tersine borçların azaltılmasına yönelik bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Karı maksimize etmeye çalışmıyorlar, riski minimize etmeye çalışıyorlar. Bu durum, Richard Koo’nun Japonya için ifade ettiği bilanço resesyonuna benzer bir tabloyu ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.

Manukyan, getirilerin gerilemesinde mühim bir öteki nedenin ise beklentiler bulunduğunu vurgulayarak, “Açıklanan ekonomik paketlerin ekonomiyi canlandıramayacağı ve PBoC’un daha fazla faiz indirimi yapacağı beklentisi gibi unsurlar, getirilerin düşüşünü tetikliyor.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu. 

class=”medyanet-inline-adv”>

“TRUMP 2.0 SENARYOSU, ÖNÜMÜZDEKİ İKİ YIL İÇİN EN BÜYÜK BELİRSİZLİKLERDEN BİRİ”

Ak Yatırım Internasyonal Piyasalar Stratejisti Uraz Çay ise Çin ekonomisinin 2023 yılını yüzde 5,2 gerçek gelişme ile kapattığını dile getirerek, 2024 yılı için gelişme bazlı risklerin mevcudiyet fiyatlamalarının ana unsuru haline geldiğini beyan etti.

“Üçüncü çeyrekte yüzde 4,6 büyüme rakamı açıklandı. Bu durum 2024 için yüzde 5 büyüme hedefinin sorgulanmasına neden oldu.” ifadelerini kullanan Çay, sadece piyasa beklentisinin yüzde 4,8 seviyelerinde şekillendiğini kaydetti.

Yüksek borçluluk problemleri, deflasyon riskleri, mesken piyasası riskleri ve Trump 2.0 korkuları ile dolar/yuan paritesinin senenin son çeyreğinde 7’nin altındayken 7.3 seviyelerine yükseldiğini anlatım eden Çay, “Yüksek teknoloji ile büyüme ve iç tüketimi arttırma hedefinde de yapısal problemlerin küçük-orta ölçekli şirketleri öne çıkararak azaltmak mümkün” diye konuştu.

class=”medyanet-inline-adv”>

Çay, Çin ekonomisinde Japonya seçimi uzun soluklu bir deflasyonist devre yaşanacağını düşünmenin haksızlık bulunduğunu belirterek, gelişme hızının pandemi öncesine bakılırsa daha düşük olması durumunda yüksek teknoloji alanındaki gelişmelerin uzun solukta çok mühim bulunduğunu altını çizdi.

Çin’in 10 senelik devlet tahvil getirilerinin 2025 için ürem tenzilat beklentilerini de içerdiğini belirten Çay, 2025 sonu için en düşük getiri beklentisinin yüzde 1,4 bulunduğunu kaydetti.

Çay, Trump 2.0’ın Çin ekonomisi üstünde en büyük risk faktörü gümrük vergileri bulunduğunu kaydederek, “ABD seçimleri öncesi yüzde 60’ı dile getiren Trump’ın bu söylemi gerçekleşecek mi yoksa pazarlık unsuru mu? Gerçekleşmeden bilemeyiz.” dedi.

class=”medyanet-inline-adv”>

Amerika-Çin tecim ilişkilerine değinen Çay, 2023 senesinde iki ülke arasındaki toplam tecim kütlesinin 575 milyar dolar bulunduğunu anımsattı.

Trump’ın yüzde 20 ya da yüzde 60 oranında gümrük vergisi uygulamasının Çin ekonomisinin gelişme hedefleri üstünde ciddi etkisinde bırakır yaratabileceğini belirten Çay, “Goldman Sachs’ın tahminine göre yüzde 20’lik bir vergi, büyümeyi yüzde 0,7 oranında düşürebilirken, UBS’in tahminine göre yüzde 60’lık bir vergi, yüzde 1.5’lik bir kayba yol açabilir.” diye konuştu.

Çay, Çin ekonomisinin 2025 için büyüme bazlı senaryoların hedeften ciddi oranda sapmaya yol açabilecek olmasının en önemli risklerden biri olduğunu dile getirerek, “Trump 2.0 senaristliği, önümüzdeki iki sene için en büyük belirsizliklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. 2025 için yüzde 5 civarında hedeflenen büyümede yeni gümrük vergilerinin devreye girmesiyle sapmalar olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Açıklanan 10 trilyon yuanlık mali paketin yanı sıra sermaye piyasalarına yönelik destekleyici adımların önemine işaret eden Çay, bu hamlelerin yeterli olup olmayacağının gümrük vergilerine bağlı olduğunu kaydetti.

Çay, bu yıl yeni paketlerin kapıda olduğunu belirterek, “Şimdilik 10 senelik tahvil getirilerinde yaşanmış olan düşüş, bizce net bir deflasyon-borçluluk sarmalına giriş değil. Riskler ise yok değil. Politik kararlar bu risklerin azalıp azalmayacağını belirleyecek.” ifadelerini kullandı.