class=”medyanet-inline-adv”>
Küresel ticaretin bu sene senelik bazda yüzde 3,3 artarak 33 trilyon dolarla bütün zamanların en yüksek seviyesine yetişmesi beklenirken tecim savaşlarının genişleme riski ve geçindiren jeopolitik zorluklar 2025 görünümü üstünde belirsizlik yaratıyor.
Birleşmiş Milletler Tecim ve Kalkınma Konferansının (UNCTAD) Küresel Tecim Güncellemesi tutanağına nazaran, dünya ticareti bu sene geçen yıla nazaran 1 trilyon dolar artış gösterecek.
Senelik bazda yüzde 3,3 büyümeye tahsisat gelen bu artışla, küresel tecim kütlesi 2024’te 33 trilyon dolara ulaşacak. Bu düzen, küresel tecim kütlesi açısından bütün zamanların en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçecek.
Mevzubahis büyümede, bilhassa hizmet ticaretinde görülen senelik bazda yüzde 7’lik artış itici güç olarak öne çıkıyor.
class=”medyanet-inline-adv”>
Bu sene küresel mal ticareti senelik bazda yüzde 2 artmasına karşın 2022’deki doruk seviyenin altında duracak.
Küresel ticaretteki dayanıklılığa karşın tecim savaşlarının genişleme riski ve geçindiren jeopolitik zorluklar 2025 görünümü üstünde belirsizlikler yaratıyor.
GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLER İÇİN FIRSATLAR ÇIKABİLİR
UNCTAD’a nazaran, gelişmekte olan ekonomiler daha yavaş bir tecim büyümesiyle yüz yüze kalırken informasyon ve haberleşme teknolojisi ve hazır kıyafet benzer biçimde yüksek gelişme yayınlayan sektörler ticarette çeşitlilik ve dayanıklılık için fırsatlar sunuyor.
Sadece gelişmekte olan ekonomiler için eleştiri öneme haiz geleneksel sektörlerde düşüş görülüyor.
Enerji ticareti üçüncü çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 2, senelik bazda yüzde 7 gerilerken metal ticareti çeyreklik ve senelik bazda yüzde 3 daraldı.
Otomotiv ticareti bu zamanda yüzde 3 düştü sadece otomotiv ticaretinin yılı yüzde 4’lük gelişme ile tamamlaması planlanıyor.
UNCTAD, gelişmekte olan ekonomilere ticaretin çeşitlendirilmesini artırmayı hedefleyen politikalar benimsemeye ve riskleri azaltmak için yüksek kıymetli sektörlere yatırım yapma çağrısında bulunmuş oldu.
UNCTAD Genel Sekreteri Rebeca Grynspan, ticaretin sürdürülebilir kalkınmanın temel taşı olmaya devam ettiğini belirterek “Gelişmekte olan ekonomiler 2025’teki fırsatları değerlendirebilmek için koordineli bir desteğe ihtiyaç duyuyor.” ifadesini kullandı.